Global Tourism Bal
Bu yazıyı 15 gün önce yazsak, keyifli bambaşka konularla arıcılık ve bal üzerinde konuşacaktık ama maalesef bugüne kadar yaşadığımız en büyük felaket olan Muğla ve Antalya’daki orman yangınları her şeyin önüne geçti. Yana alan o kadar büyük ki, halen hasar tespiti yapabilmek bile mümkün değil. Ancak kaba bir hesapla çam balı üretim alanlarımızın en az yarısını kaybettiğimiz açık. Tek tesellimiz yangınların 15 Ağustos’tan önce olmuş olması, ön keşiflere göre yanan arılı kovan sayısı 6-7 bin civarında, oysa 15 Ağustos’tan sonra yangına yakalansaydık, bölgede 3 milyon civarında arılı kovan olacağından hasarımız da çok çok büyük olacaktı. Arılı kovanlarımızın kurtulmuş olması tesellimiz olsa da son derece karmaşık bir iş olan arıcılığımızın, zaten var olan dertleri, iyice katmerlendi.
Dünya çam balı üretiminin %90’ının üretildiği Muğla’mızın kızıl çam ormanlarının yarısını yitirdik; Marmaris çam balının merkezi Osmaniye, Milas çam balının gözdeleri Fesleğen yaylası Bayır tarafları ile Bodrum Ören arasında yer alan Mazı, Gökbel, Bozalan ve Çökertme sırtları; bunların dışında Kavaklıdere ve Yılanlı ormanları da çok büyük hasar gördü. Pinar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi üyelerimiz dahil olmak üzere Muğla’lı arıcılar ile bu bölgelere gelen diğer arıcılar nasıl bir pozisyon alacağımızı Türkiye Arıcılar Birliği ve T.C. Tarım Orman Bakanlığının düzenlemelerini bekliyoruz. Çam balı olması için çam ağaçlarında yaşayan Basra böceğinin oluşması gerekiyor, henüz yangın nedeniyle Basra böceğinin oluşup oluşamayacağını, ne kadar etkileneceğini bilemiyoruz. Belki de hiç gelişmeyecek Basra böceği bu yıl da, keza 2020 yılında da küresel iklim değişikliği ve sıcaklık dalgalanmalarında etkilendiğinden zaten çam balı üretimi çok düşük kalmıştı. Ama yine de hazırlık olarak, daha önceden arıcılık yapılmasına izin verilmeyen orman alanlarının arıcılığa açılması ve diğer illerden gelecek arıcıların İzmir, Aydın, Çanakkale, Balıkesir illerine yönlendirilmesi gibi önlemlerin Bakanlığımızca alınmasını ve Basra böceğinin yaşamasını umut ediyoruz. Umut olmadan yaşam olmaz zira. İşin en zor kısmı kış ayları tabii ki Muğlalı ve Antalyalı arıcılar için. Gelecek yıl kış aylarında yağacak yağmurlarla flora belki biraz biraz düzelecek, doğa yenilemeye başlayacak, arılarımız için en azından çiçeklerini sunacak doğa ana, ama ya bu kış? Bu bölgelerdeki arıcılarımızın mutlaka ve mutlaka desteklenmesi, arı kolonilerinin yaşatılması, arıcılıkla geçinen bölgedeki köylerimizin arıcılıktan vazgeçmemeleri için gereken dayanışmak çok önem arz ediyor. Hem devletimizin hem de balcılık sektörünün büyük oyuncularının mutlaka destek olması gerekiyor. Arıcılar olmazsa arılar olmaz, arılar olmazsa da sadece bal değil bütün florayı kaybederiz.
Arıcılık çok zahmetli bir iştir sanıldığı kadar kolay bir iş değildir. Çocuk gibi ilgilenmeniz gerekir. Çevre koşullarına sanıldığından daha fazla bağımlıdır. Hem maruz kaldıkları doğrudan insan kaynaklı tehditler; pestisit, ilaçlama, asfalt yollar, hibrit tohumlar vb. hem de iklim değişikliği nedeniyle kuraklık, fırtınalar, ağır yağışlar vb. dolaylı tehditler nedeniyle bal yapamama nedeniyle . Arıların bakımı ve beslenmesi ciddi teknik bilgi ve fiziki güç ister. Sonbahar, kış ve ilk bahar bakımları iyi yapmanız gerekir. Gezginci arıcıysanız ciddi nakliye ve kovanlarınıza uygun yer bulabilme sorunlarıyla boğuşursunuz. Bal sezonunda da bal hasadı yani sağımı ciddi emek isteyen bir iştir. Her şeyin çok iyi gittiği bir sezonda da bu kez büyük tüccarların piyasa fiyatını diledikleri gibi belirleyebilmeleri nedeniyle balınızı pazarlama sorunlarıyla boğuşursunuz. Arıcılık birlikleri ve Kooperatiflerimiz vardır ama yasal açıdan pozitif ayrımcılık yapılmadığı, sermaye yapıları da zayıf olduğu için maalesef balın arıcıdan nihai tüketiciye ulaşmasında bir rolleri olamamaktadır. Oysa İtalya vb. Avrupa ülkelerinde balın perakende üretim yapan arıcıdan perakende satış noktalarına ulaşmasını Arıcılık birlikleri sağlamaktadır. Bizde de büyük perakende devlerinin, bir gün müşterilerine gerçekten iyi bal satmak istiyorlarsa, Arıcılık birlikleri ve kooperatiflerle daha fazla işbirliği modelleri geliştirmeleri gerekir.
İçimiz yandı, gerçekten çok çok büyük değerlerimizi kaybettik. Henüz daha yangınların dumanı tütüyor. Orman varlığımız biz arıcılar için evet çok önemli ama halkımız için çok çok daha önemli. Biz arıcılar olarak ormanlarımıza hep sahip çıktık çıkmaya da devam edeceğiz. Yanan alanların 1 milimetrekaresinin bile vasfının değiştirilmemesini Devletimizden talep ediyoruz. Bu alanların imara ve madenciliğe açılması yapılabilecek en büyük yanlış olur, bu alanların kendini yenilemesi için zaman tanımalıyız. Bu bölgedeki endemik florayı korumalıyız, yapacağımız müdahalelerin asla ve asla bu floraya zarar vermemesini ve bu florayı asla değiştirmemesini özellikle istirham ediyoruz. Konuyla ilgili bilim adamlarımızla birlikte Arıcı birliklerimizden, Kooperatiflerimizden de görüş alınmasını talep ediyoruz. Sabırla, inatla, çalışarak kaybettiğimiz bu değerleri yerine koyacağımıza ve Arıcılık birlikleri olarak Kooperatifimiz ve diğer kooperatiflerdeki arkadaşlar olarak söz veriyoruz.
Fotoğraflar Erdoğan Özüdoğru
Fotoğraftakiler Mehmet Kıvrak Pinar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı
Erdoğan Özüdoğru Özüdoğru Bal ve Arıcılık
Lisya Özüdoğru
İlgili
Bir Kahve Bir Konuk
MARMARA ADALAR
Bunları da beğenebilirsiniz

Gezi Rehberi – BOLU
Şubat 15, 2022
Dünya Mutfakları – Hindistan Gastronomi
Şubat 15, 2022