Gastronomi

TÜRKİYE’NİN AB’DEN COĞRAFİ İŞARETLİ İLK VE TEK ZEYTİNYAĞI: MİLAS ZEYTİNYAĞI

Milas, tarihte Karia uygarlığına, Menteşeoğulları Beyliğine başkentlik yapmış tarihi bir şehir olsa da aslında zeytin ve zeytinyağı üretiminde de kendince bir “başkent”tir. İlçenin 235 bin 224 hektarlık yüzölçümünün yüzde 22.6’sını zeytinlikler kaplar. Çok büyük bir çoğunlukla, yöreye özgü “memecik” türü zeytin ağaçlarıyla kaplı olan bölgede, ürünün bol olduğu “var yılı”nda 18 bin ton zeytinyağı elde edilir. Yılda 10 bin ton kadar tane zeytin de sofralık olarak işlenir.

            Milas sahip olduğu bu zeytin bolluğuyla tarih boyunca çok önemli bir zeytinyağı ihracat merkezi olmuştur. Ancak önceleri uygulanan yanlış üretim yöntemleriyle İzmir piyasasında sürekli olarak “rafinajlık yağ” olarak işlem gören ve pek de makbul sayılmayan Milas zeytinyağının “kötü talihi” son yıllarda tamamen değişti. Erken hasat, soğuk sıkım yöntemiyle elde edilmeye başlanan Milas zeytinyağı, önce Türkiye’den coğrafi işaret almayı başardı. Ardından Avrupa Birliğinden coğrafi işaret alan ilk ve tek Türk zeytinyağı oldu. Milaslı zeytinyağı üretici firmaları uluslararası yarışmalarda çok önemli ödüller kazanarak Milas zeytinyağının adını duyurmaya başladılar.

            Milas zeytinyağının kaderi nasıl değişti?

            Milas zeytin ve zeytinyağı, yüzlerce yıl yöre ekonomisinin temel direği olmuştu. Ne var ki üretim yöntemi nedeniyle sürekli değer kaybına uğramıştı. Ülke genelinde uygulanan düşük fiyat politikası, yetersiz prim desteği ise zeytinyağı üreticisini adeta ürününe küstürmüştü. Öyle ki, pek çok üretici maliyetini kurtarmadığı gerekçesiyle ürününü hasat etmekten bile kaçınır olmuştu. İşte böylesi bir ortamda Milas Ticaret ve Sanayi Odası, üyesi olan zeytinyağı yağhanelerini, fabrikalarını ziyaretler başlattı. İşletmecilere zeytinyağının önemini anlattı. Daha kaliteli zeytinyağı elde etmek, üretim kalitesini arttırmak için çağrılarda bulundu. MİTSO bu çalışmaları sürdürürken İstanbul’da emekli olduktan sonra Milas’a dönen ve Ağaçlıhöyük köyündeki arazilerinde zeytinyağı üretmeye başlayan Ali Osman Menteşe, Milas zeytinyağı hakkındaki olumsuz önyargıları yıkan kişi oldu. Ali Osman Menteşe, kendi çiftliğinde kurduğu butik üretim tesisinde, “memecik” türü zeytinlerden erken hasat, soğuk sıkım yöntemiyle elde ettiği zeytinyağı ile İtalya’da girdiği yarışmalarda altın madalyalar kazanmaya başlayınca herkesin dikkatini çekti. Onun açtığı yolda, onun başlattığı yöntemle zeytinyağı üretenlerin sayısı giderek artmaya başladı. Zeytinyağında kalite arttıkça, yarışmalardan da madalya üstüne madalya kazanıldı.

            Milas zeytinyağının coğrafi işaret süreci nasıl gelişti?

            Bu süreçte MİTSO da 2014 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan Milas zeytinyağına coğrafi işaret almayı başararak Milas zeytinyağının kalitesini tescillendirdi. MİTSO, TPMK’dan coğrafi işaret alınca AB’den de coğrafi işaret alarak kalitesini AB düzeyinde tescillendirmek üzere başvuruda bulundu. AB, Milas zeytinyağını 13 Aralık 2020 tarihinden geçerli olarak AB coğrafi işareti ile tescillendirdi. Böylece Milas zeytinyağı, AB’den coğrafi işaret almayı başaran ilk ve tek Türk zeytinyağı olurken Gaziantep baklavası, Malatya kayısısı, Aydın inciri, Aydın kestanesinden sonra AB’den coğrafi işaret almayı başaran 5’inci Türk ürünü oldu.

            AB ve TPMK coğrafi işaretleri, Milas zeytinyağı ihracatının kapısını araladı

            MİTSO’nun önce TPMK’den ardından AB’den coğrafi işaret almayı başarması Milaslı zeytinyağı üreticilerine çok büyük bir moral, özgüven ve şevk kazandırdı. Bu özgüven ve şevkle Milaslı zeytinyağı üreticileri başta İtalya olmak üzere pek çok ülkede düzenlenmekte olan uluslararası nitelikteki yarışmalara katılmaya ve ardı ardına ödüller kazanmaya başladılar.

            Milaslı zeytinyağı üreticilerinin uluslararası ölçekte ödüller kazanmaya başlaması ihracatın da kapısını araladı. Milaslı firmalarla iletişime geçen farklı ülkelerden alıcılar, Milas zeytinyağı almak için talep üstüne talepte bulunmaya başladılar.

            Milas zeytinyağının kazandığı başarı neleri etkiledi, neleri değiştirdi?

            Milas zeytinyağının erken hasat, soğuk sıkım yöntemiyle elde edilmesi halinde sahip olduğu yüksek kalite, aroma çeşitliliği, polifenol zenginliğinin tescili niteliğindeki AB ve TPMK coğrafi işaretleri üreticinin de yüzünü güldürmeye başladı. Milaslı zeytinyağı üreticilerinin uluslararası ve ulusal ölçekte yapılan yarışmalarda madalyalar kazanması üzerine Milas’taki üreticiler bir yandan erken hasat, soğuk sıkıma yönelerek kalitelerini yükseltirken diğer yandan da kendi markalarını oluşturdular. Kırsal kesimdeki geleneksel zeytinyağı üreticilerinin yanı sıra iyi eğitimli bir üretici profili de oluşmaya başladı. Öyle ki Milas zeytinyağının övgüsünü duyan birçok kişi İstanbul’dan, Ankara’dan, diğer illerden gelerek Milas’ta zeytinyağı üreticiliğine giriştiler. Öte yandan zeytinyağında alınan coğrafi işaretler talep artışına yol açtı. Talep arttıkça üreticiler zeytinliklerine daha çok ilgi gösterdiler, daha iyi bakım yaptılar. Daha iyi bakım yapılan zeytinliklerde üreticiler erken hasat, soğuk sıkıma yönelince kalite de yükseldi. Tüm bu gelişmeler üreticinin daha iyi kazanç elde etmesini sağladı.

            Milas zeytinyağındaki gelişme yağhaneleri, fabrikaları nasıl etkiledi?

            Milas’ta 73 zeytinyağı yağhanesi ve fabrikası vardır. Milas zeytinyağı Türkiye’den ve AB’den coğrafi işaret almayı başardıktan sonra, markalaşmanın da artmasıyla üretimde kalitenin önemi çok iyi anlaşıldı. Bunun ilk adımı zeytinliklerin bakımı, ikinci adımı zeytinlerin erken hasat, soğuk yöntemiyle sıkılarak kaliteli zeytinyağı elde edilmesi ve üçüncü adımı da zeytinlerin sıkılacağı tesislerin modernleştirilmesi idi. Bu üç süreç de birbirini etkileyerek ve birbirini geliştirerek devam ediyor. Birçok zeytinyağı yağhanemiz bu süreçte tesislerini yenilemeye başladılar. Milas dışından gelip Milas’ta zeytinyağı üretimine başlayan üreticilerin yeni ve modern bir şekilde kendi tesislerini kurmaları, diğer yağhanelerin de modernizasyona yönelmelerini sağladı.

            Bundan sonrasında ne gibi gelişmeler olacak?

            MİTSO, Milaslı zeytinyağı üreticilerimize erken hasat ve soğuk sıkım yönteminin önemini anlatmaya devam edecek. Böylece Milas’ta tamamen bu yöntem uygulanacak. Zeytinyağımızın kalitesi daha da yükselecek. Markalaşmaya ve tanıtıma önem verilecek. Uluslararası ve ulusal düzeydeki çeşitli fuarlara katılarak Milas zeytinyağı tanıtılacak. İhracat için tanıtıma çok büyük önem verilecek.

            En büyük sorun tağşişli zeytinyağı

            Türkiye’de zeytinyağı sektörünü en olumsuz etkileyen sorun hiç kuşkusuz piyasaya sürülmekte olan tağşişli, katkılı zeytinyağlarıdır. Bu gerçek üreticilerin alın terinin çalınmasından başka bir anlama gelmez. Aslında bir sağlık iksiri olan ve yemeklik olarak kullanılmasının yanında pek çok hekim tarafından çeşitli hastalıkların tedavisi amacıyla tavsiye edilen zeytinyağımızın kalitesine tüm Türkiye’nin üreticileri olarak sahip çıkmamız gerekir. Tağşişli zeytinyağlarına karşı Türkiye genelinde bir kampanya başlatılmalıdır. Çok sıkı denetimler yapılmalı, tağşişli zeytinyağına ağır cezalar getirilmelidir. Asıl önemlisi ise tüketicilerin bilinçlendirilmesidir. Tüketicilere tağşişli zeytinyağı ile kaliteli zeytinyağı arasındaki fark anlatılarak bilinçlenmeleri sağlanmalıdır.

            Zeytinyağı sektörünün desteklenmesi için yapılması gerekenler

            Türkiye genelinde zeytin ve zeytinyağı sektörünün geliştirilmesi, kaliteli zeytinyağı üretiminin arttırılması amacıyla öncelikle prim sistemi değiştirilmelidir. Zeytinyağının kalitesine bakılmaksızın tüm zeytinyağlarına aynı miktarda verilen prim sistemi yerine kaliteli zeytinyağına daha çok, düşük kaliteli zeytinyağına daha az prim desteği verilmelidir. Böylece daha üretim aşamasında kalite özendirilmelidir. Coğrafi işaret almış zeytinyağlarına ayrıca özel teşvik primi verilmelidir… Zeytinyağı sektörünü en olumsuz etkileyen durum ise zeytinyağı ithalatıdır. Türkiye kendi zeytinyağı ihtiyacını kendisi karşılayabilir. Zeytinyağı ithalatı yapılmamalıdır.

            Toplum sağlığı için zeytinyağı

            Zeytinyağının besleyici özelliklerinin yanı sıra tedavi edici, iyileştirici özellikleri antikçağlardan günümüze bilinmektedir. Türkiye bir zeytincilik ülkesi olmasına rağmen nedense zeytinyağı tüketimi özendirilmemektedir. Daha sağlıklı bir toplum için mutlaka zeytinyağının iç tüketiminin özendirilmesi, arttırılması gerekmektedir. Özellikle hastanelerde, öğrenci yurtlarında, askeri mutfaklarda, kamu kurumlarının yemekhanelerinde mutlaka zeytinyağı kullanılmalıdır. Zeytinyağı sağlık demektir. Sağlıklı toplum için mutlaka zeytinyağı tüketiminin arttırılması, yaygınlaştırılması gerekmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ArabicEnglishFrenchGermanTurkish